OYUN - OYUNCAK
Hangi yasta olursa
olsun, çocugunuzla oynadiginiz oyunlari kaybedin. Çocuğunuzun “yenile yenile
yenmeyi ögrenecegini” düsünüyorsaniz yaniliyorsunuz. Çocuklar yenildikleri
zaman daima oyuna ilgilerini kaybederler.
Çocuğunuza pahali
elektronik oyuncaklar almak isteginiz zaman iki kere düsünün. Bozar diye
oynamasina izin vermediginiz zaman, hem sevincini, hem girisimciligini
engellemis olursunuz.
Pahali elektronik
oyuncaklar büyük çogunlukla kullanisli oyuncaklar degildir. Çünkü verdikleri
ilk sevincin ötesinde birçok sikinti getirirler.
ILETISIM
Küçük Çocuğunuza
bir sey söylerken, diz çökerek onunla ayni hizaya gelmeye çalisin. Sizinle
isbirligi yapmaya daha istekli olduğunu göreceksiniz.
Çocuğunuzun her
yasta anlattigini, sikintidan patlasaniz bile can kulagiyla dinleyin.
Söyleyeceklerini bilseniz bile
çocuğunuzu iyi dinleyin. Vaktiniz yoksa bunu ona söyleyin ve sonra dinleyin.
Çocuğunuzun
anlattiklarini dinlemiyorsaniz, bir süre sonra onun da sizi dinlemedigini fark
edersiniz.
çocuğunuzu yargilamadan dinleyin.
Böylece onun gerçek duygu ve problemlerini ögrenme sansiniz olur.
Çocuğunuzun
duygularina karşı çikmayin. Düsüncenin dogrusu, yanlisi olsa bile, duygunun
dogrusu, yanlisi olmaz.
Korkuyorum,
diyorsa “Ne var bunda korkacak?” diye karşı çikmak yerine, “Demek korkuyorsun”
diyerek sarilin. Göreceksiniz hem korkusunu anlatacak, hem de onu yenme sansi
artacaktir.
Kendisini
sikintiya sokan her yasantisindan sonra, “ne sonuç çikarttigini” sorarak, “ders
almasina” ve “tecrübe kazanmasina” yardimci olun. O sırada onunla asla
tartismayin. Ders vermeye kalkmayin. Mutlaka gerekiyorsa bunlari daha sonra,
duygulari yatistiktan sonra yapin.
Çocuğunuzu
hatasini görmesi için zorlamayin. Böylece aradan zaman geçince gerçegi
görmesini kolaylastirmis olursunuz.
Çocuğunuzu
kendinize düsman etmek istemiyorsaniz, bir basarisizligindan sonra “Ben sana
demedim mi?” demeyin.
Çocuğunuza emir
vermeyin. Ondan isteyin.
Çocuğunuza bir
saticidan istediği tenzilati veya tavizi kavga etmeden almasini ögretin.
Haksizliga
ugradiginiza inandiginiz bir yerde, hakkinizi arayis biçiminize Çocuğunuzun
tanik olmasini saglayin. Ona kavga etmeden ve bagirmadan haksizliklara karşı
çikmanin mümkün olduğunu gösterin.
Çocuğunuzu
dinlerken, mutlaka yüzüne bakin ve onunla göz iliskisi içinde olun. Kendisine
önem verildigini hissedecektir.
Çocugunuzla
iddialasmayin. yumuşak bir sesle “Ben böyle düsünüyorum” deyin ve susun.
Dediginizi kabul
etme ihtimali artar (hemen degilse bile, biraz sonra).
“Ne”
söylediginizden çok daha önemli olan “nasıl” söylediginizdir. Iliskiniz
istemediginiz gibi gelisiyorsa, ifadenizi ve beden dilinizi kontrol edin.
Iletisim kisiye
degil, kisiyle yapilir. Siz konusurken Çocuğunuz susup dinliyorsa, bosa
konusuyorsunuz demektir.
Kimse duymak
istemeyen biri kadar sagir degildir.
Çocuğunuza düsünce
ve duygularini ifade etme firsati verin ve cevap veriyor diye ona kizmayin.
Çocuğunuza doğru
bilgi verin. “nasıl olsa anlamaz”, “bunu onun iyiligi için yapiyorum” gibi
gerekçelerin arkasina siginmayin. Kaybolan güven geri gelmez.
Çocuklarla
anlasmanin en iyi yolu, onlara iyi niyetle yaklasmaktir.
Çocugunuzla
aranizdaki duygusal çatisma, istemediginiz boyutlara variyorsa, “kimin hakli
olduğunu” düsünmek yerine, varmak istediginiz amaci düsünün ve davranisinizi
gözden geçirin.
Çocuğunuzun
yaptigi bir seyden hoslandiginizda, bunu sebebiyle belirtin. Böylece “otomatik”
tesekkür yerine, insanlari mutlu eden “özel tesekkür”e geçebilirsiniz.
Bir tartisma
sirasinda asla birkaç problemi birlikte çözmeye çalismayin. Konulari teker
teker ele alin.
Gazeteden
okudugunuz haberi, size tekrar okusa da, ilgiyle dinleyin. Böylece ortak bir
duygu paylasmis olursunuz.
Çocuğunuzun
ilgilendigi konulardan, kitaplardan, müzikten zevk almaya çalisin. Iyi
arkadaslik, paylasilan ortak heyecanlarla gerçekleşir.
Çocuklarinizi
spor, tiyatro gösterisi, diploma töreni gibi özel günlerinde yalniz birakmayin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder